Serdar Özabacı

NTV Yayınları genelde eğlendirici(kendi sitelerindeki NTV Yayınlarını nasıl buluyorsunuz? anketinin ilk seçeneği(Bu arada site de sanırım idefix altyapısını kullanıyor.)) ve öğrenmenin geçici mutluluk vereceği bilgiler içeren kitaplar yayınlıyor.Bugüne okuduklarım içinde tek istisna olan kitap Büyük Oyunu Anlamak idi. Eğlendirici bilgi yerine kafayı zorlayıcı bir içeriği olan diğer bir kitap da A'dan Z'ye Felsefe.Kitap daha çok ansiklopedi ve sözlük yapısında yazılmış.Aklınıza gelebilecek tüm felsefi terimleri,kavramları felsefeci denince bilinen kişileri genel hatlarıyla tanıtmış.Yazar Alexander Moseley biraz yorumlarıyla biraz da her bölümün son paragrafındaki esprileri ile kitabını donatmış.Her ne kadar kitabın arkasında herkesin anlayabileceği seviyede felsefe dense de;özellikler kavramları ve akımları anlabilmek için bazı temel bilgiler gerekiyor.Ama her bir kavramın her ayrı akım için ne şekilde görüldüğünü tekrar tekrar belirtmiş.Kuşkuculuk özelliğini geliştirmek ve d

Son 3-4 seçimdir oluşan sonuçların değişebilmesi için gerekli olan tek şey merkezden bir partinin çıkmasıdır.Küresel güçlerin desteğini alamamış dini yönü ağır basan siyasetçiler kendi içlerinde al gülüm ver gülüm yaptıklarından,anadoluda gözle görülebilen her yere adını çare olarak yazdıranlar kendi deyimlerine göre şimdilik destekleyici olduklarından,büyük balıktan ayrılanlar kendilerini yeteri kadar tanıtma ve gösterme fırsatı bulamadıklarından,eskilerin büyük iktidar merkez sağ partilerinin aldıkları yüzdelerin toplamı bir eldeki parmak sayısını geçmediğinden bugünlerde ortaya çıkabilen böyle bir parti yok.Önümüzde kalan süre hesaba katıldığında, teşkilanma ve organize olabilme açısında şimdi başlandığında bile 2011 hazirana kadar geç kalınacağı için böyle bir partinin çıkmayacağı da aşikardır.Böyle olduğu için ben farklı bir sonuç çıkacağını zannetmiyorum.% 2-3 eksik veya fazla fark etmez. Gidişat; en azından yanılmayı isteme duygusunu insana öğretiyor.

Nihayet İstanbul 2010 Külür Başketin kapsamındaki etkinliklerden birine katılabildik.İstanbul'un kardeş şehirlerinden biri olan Rotterdam'ın çeşitli sanat kurumlarının etkinlikleri İstanbul'da sahnelendi.Biz de Vuil&Glass'a(Kir&Glass) gittik. Sahnelenen şey ne bir tiyatroydu ne de bir dans gösterisiydi.Yüksek bir platformda oturan 8 kişi(Amsterdam Viyolonsel Sekizlisi) viyolensel çalarken 4 bayan 4 erkek dansçı da özellikle vücutlarını kullanarak çeşitli kareografiler sergilediler(Aslında erkekler 3 kişi olduğu için hem simetrik hareketler hem grupsal davranışlar olmadı.). Açık söylemek gerekirse beklediğim kadar etkileyici bir gösteri değildi.Oyun içinde yapılan hareketler bir anlam bütünlüğü içindeymiydi tam anlayamadık(belki de bu etkilenmememizin en önemli sebebiydi.)Yine de benzeri pek olmayan bir gösteri seyretme ve zaman zaman insanın içini ürperten viyolensel sesleri açısından güzel bir geceydi. Etkinlik link'i  http://www.rotterdaministanbul.c