Zemberek
Aslında standart ama sıkıcı bir Banu Avar kitabı ifadesi ile kitabın
özeti yapılabilir. Ama ilk defa bir kitap değerlendirmesinde ağırlıklı olarak
olumsuz görüşlerimi belirtmek istediğim için yazının devamını getireceğim.
Sadık bir Banu Avar okuyucusuyum. Remzi Kitabevi’nden çıkan
(yeni ve tekrar basım) tüm kitaplarını okudum. Konulara bakışı ve uzun zamandır
bu işi yapmasından dolayı sahip olduğu bilgi birikimini harmanlayabilmesi gerçekten
de okumaya değer kitaplar yazmasını sağlıyor(du). Genel olarak vermek istediği
mesaj; Batılı Güçlerin ve uluslararası şirketlerin çeşitli entrikalar ile
istedikleri ülkeye rahatlıkla müdahale edebilme özelliğine sahip oldukları. Aslında
hemen herkes tarafından bilinen ya da tahmin edilebilen bir konu. Ama anlatış
biçimi ve içerik belirlemesi kitabın okuyucu üzerinde bırakacağı etkiyi
azaltabiliyor, ki ben Zemberek kitabı için böyle olduğunu düşünüyorum.
Kitabı okumaya başladığınızda çeşitli ülkelere bağlı resmi
veya sivil toplum kuruluşu kategorisinde olan kurumlar ve buralarda öne çıkan
kişiler hakkında detaylı bilgiler buluyorsunuz. Evet, bu şekilde bir işleyiş
verilmek istenen mesajı destekleyici olabilir ama miktarının iyi ayarlanması
gerekiyor. Sayfalar ilerledikçe farklı kurumlarda çalışan farklı kişilerin
neler yaptıkları, kariyerlerinde nasıl yükseldikleri gibi örnekler artarak
devam ediyor. Bu da bir süre sonra kitabın okunmasını zorlaştırıyor. Sanki
okuyucuları bilgilendirme amacından ziyade bireysel tatmin amacıyla anlatmaktan
hoşlandığı konuları(Sırbistan’taki OTPOR etkisi, Arap Baharı’ndaki sosyal medya
katkısı, Orta Doğu’daki terör örgütlerinin Batılı Güçler tarafından
desteklenmesi vb.) tekrar etmek istiyormuş gibi bir durum oluşuyor. Halbuki
konuya hakimiyeti ve analiz yeteneği ile farklı bakış açıları içeren anlatımların
olduğu bir kitap ortaya çıkabilirdi. Örnek olarak, çeşitli Hollywood
yıldızlarının aslında siyasi bir amaç için maskelenmiş etkinliklere iyi niyet
elçileri olarak katılmalarını anlattığı bölüm, Arap Baharı’nın Mısır ve
Libya’da nasıl geliştiğini detaylandırdığı kısımlar daha ilgi çekici ve
bilgilendirici idi.
Kitapta, gizli amaçları olan örgütlerden biri olarak
belirtilen Beyaz Baretliler’in Netflix tarafından hazırlanmış bir belgeseli
olduğunu okuduktan sonra belgeseli kitaptaki olumsuz yönlendirmenin etkisinde
kalmadan izlemeye karar verdim. Suriye’de yaşananları bazı bombalama sahneleri
ile anlatması durumun seyircinin gözünde daha etkili canlanmasını sağlamış.
Diğer taraftan suçlamaları sadece Suriye hükümeti ve Rusya’ya yöneltmesi ile de
tam bir propaganda yapımı olmuş. Suriye’de çeşitli mesleklerde çalışan
kişilerin savaş durumunda kendi içlerinde organize olup bir kurtarma ekibi
oluşturması başlangıçta bana biraz garip geldi. En azından belli bir eğitim almaları
gerekmez mi düşüncem birkaç dakika sonra cevap buldu. Suriye halkından olan
Beyaz Baretliler’in eğitimi Türkiye sınırları içinde AKUT tarafından verilmiş.
Belgeselin sonunda arka fonda ezan sesinin duyulması hedef kitlesinin de kimler
olduğunu gösteriyor. Yapımcıların çekimlere seyirci üzerinde etkiyi arttırmak
için neler eklediklerinden bağımsız olarak, o insanların yaşadıkları acıları
daha iyi anlayabiliyorsunuz.
Dikkatimi çeken bir diğer nokta da; yazarın, ülkemizin
yakın çevresinde yaşanan konuları işlerken bize yapılanlardan bahsetmesi ama
bizim yaptıklarımıza nerede ise hiç değinmemesi. Suriye’de yaşananlar, yakın
geçmişteki açılımların günümüzdeki olumsuz etkisi, belki de başbakan
değişikliğine sebep olan dış politika yanlışlarımız tam da böyle bir kitapta
anlatılması gereken konular. Sürpriz bir şekilde katıldığı Habertürk’teki
programdan sonra attığım aşağıdaki tweet’te de işaret etmeye çalıştığım gibi
Banu Avar’ın dilini ucuna kadar gelen ve haykırmak istediği bazı düşünceleri
sanki gizli bir güç tarafından bastırılıyor. Kendini her zaman haksızlıklara
karşı çıkan ve muhalif olarak tanıtan bir gazeteci böyle bir zamanda
konuşmayacak da ne zaman konuşacak?
Belki de tüm kitaplarını okuduğum için Zemberek bana yazarın
kendini tekrar ettiğini gösteren bir kitap gibi geldi. Yine de, içinde
bulunduğumuz ve siyasiler tarafından durumun kötülük derecesinin anlaşılmaması
için gereken ne varsa yapılan böyle bir dönemde bir kitap sayfasını okumak için
gerekli zamanı bile boşa harcamamamız gerekiyor. Umarım orta vadede(kısa vadede
olması bana imkansız geliyor) Banu Avar’ın konu bulamadığı için bu tarz
kitaplar yazamadığı günler görürüz…
Akp ye aciktan cakmamasinin sebebi o kitle tarafindanda okunulur olmak istemesidir..
YanıtlaSil