Takkeli Firavunlar Ve Büyük Siyasi Sırları

Kitap son yılların bu şekilde kitaplarının hepsinin basım sorumluluğunu üstlenen Kırmızı Kedi Yayınları tarafından basılmış. İçinde yazılanlar kıyamet koparacak şeklinde tanıtılan kitap içerik olarak o sıfatı hak ediyor ama sanırım daha editöryel bir yaklaşım sergilenmesi gerekiyormuş.

Üniversite yıllarında Ülkücü Hareket içinde olgunlaşan, iş hayatına atıldıktan sonra piyasada bilinen tüm medya gruplarında çalışan, birçok siyasi karakter ile yakın ilişkiler içinde bulunan, rahatsızlandığı zaman Süleyman Demirel'in yardımda bulunabileceği kadar yakınında olan bir isim Sabahattin Önkibar. Birçok medya grubunun Ankara Temsilciliği'ni yaptığı için de siyasetin her daim içinde bulunmuş bir insan. Haliyle bu kişinin yıllardır meslek hayatında başında geçenleri anlatması biz okurlarda merak uyandırmak için yeterli bir sebep oluşturuyor.

Belki iş hayatına başlangıç yeri sayılmasından, belki de kendisinde geçmişe yönelik en fazla iz bırakan zaman dilimi ve kişiler olmasından dolayı kitabın başlangıcı TGRT dönemine ve yazarın Enver Ören ile ilişkisine yönelik yazılar içermekte. İlerleyen sayfalarda Türkiye'nin son 30 yılında başa gelmiş hükümetlerden, başbakanlardan, bakanlardan ve ilgili kurumlardan bahsediliyor. Bazı yerlerde özellikle isim vermekten kaçınsa da 30-40'lı yaşlardaki her insanın kolaylıkla hatırlayacağı kişiler hakkında anlattıkları ve anıları ilgi çekici. (Bu konuda Emre Kongar da bir köşe yazısı yazdı) Gerçekten de insanı hayrete düşüren ve günümüzde olanların kısa bir süre önce tam tersi şekilde olduğunu görmemizi sağlayan birçok anı mevcut kitapta. Ama bu noktada bir eleştiri de bulunmak istiyorum. Kitap sanki, yazarın kafasında "Bugün aklıma şunlar geldi, ee onu yazmışken bunu yazmazsak olmaz, o gün olanların bugüne etkisi şöyle oldu, pardon konu dağıldı, nereden gelmiştik buraya" gibi bir formattan geçmiş. Anlatılanlar arasında kronolojik bir sıralama yok. 20 sayfa önce kapandığını düşündüğünüz bir konuya sonradan tekrar dönülebiliyor. Geçmiş bir olay anlatılırken birdenbire olayın dışına çıkılıp yazarın konu hakkındaki değerlendirmelerini okumaya başlayabiliyorsunuz. Aslında, bunca yıldır bulunduğu mevki itibariyle çok çok az kişi tarafından bilinen, ve kamuoyu ile paylaşılması durumunda ses getirecek olaylar ve anılar profesyonel bir editör tarafından kitaplaştırılmış olsa idi bence ortaya çok daha kalite bir eser çıkardı. Yoksa yazarın konular hakkında bilgi, değerlendirme ve yorumlama yeteneğine Türkiye çapında sahip olan kişi sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. O yüzden "Bu kitabı yok sayalım, baştan ele alıp daha profesyonel, daha geniş içerikte benzer bir çalışma daha yapılacak" dense yine gider o kitabı alıp okurum.

Farklı kesimler tarafından birçok kez tekrarlanan "Recep Tayyip Erdoğan'dan muhtar bile olmaz!" sözünün sahibi Önkibar meslek hayatına şu anda Ulusal Kanal'daki pazar günkü programıyla ve Aydınlık gazetesindeki yazılarıyla devam ediyor. Bu iletişim kanallarındaki yorum ve değerlendirmeleri de kitabı ile birebir örtüşmekte.