Parasailing


Yoğun, yorucu ve yıldırıcı geçen bir kış döneminin ardından, bu sene tatilde tüm etkinlikleri yapacağım, her gün farklı bir macera yaşayacağım hevesi ile gittiğim tatilde yaptığım tek etkinlik :) 

Yapmadan önce internette okuduğum yorumların aynısı benim için de geçerli; uzaktan zor ve yapılamaz görünen ama ilk şoku atlattıktan sonra o kadar da adrenalin yükleyici bir şey değilmiş görüşlerine katılıyorum.

Önce kalınan otelin su sporları görevlisi ile sıkı bir pazarlık yapıyorsunuz. "Abi yap bir yer işi" gibi standart fiyat indirme konuşmalarından sonra fiyatta anlaşıyorsunuz. Belek'teki otelimizde 150 TL için anlaştık. Sonra teknenin bir gelip sizi kıyıdan alıyor. Yaklaşık 200-250 metre açıldıktan sonra gerekli aparatlar takılarak hazırlıklar başlıyor. Önce sizi paraşüte bağlayacak giysinizi giyiyorsunuz. Bacaklardan geçip baldırlara kadar uzanan bir bölümü ve aynı zamanda poponuzun üstünde de bir parçası olan, üst tarafı yelek gibi bir kıyafet bu aslında tam olarak. Onun üstüne de tabi can yeleğini giyiyorsunuz. Sonra teknenin arka kısmına geçip, kıyafetin üzerindeki aparatların bir kısmını kalkış yapacağınız yerdeki demirlere bir kısmını da paraşüte bağlıyorlar. Her şey hazır olduktan sonra kaptan yavaş yavaş teknenin hızını arttırıyor, paraşütün için hava dolmaya başlıyor ve tekneye bağlı olduğunuz yerdeki kancaları açıp sizi bırakıyorlar. İşte orası inanılmaz ama bir o kadar da korkutucu bir duygu. Poponuzun altındaki parçaya oturup ayaklarınızı sallandırarak yavaş yavaş yükseliyorsunuz...




İlk 1-2 dakika kendinize kızmakla geçiyor. Sonra işin zevkine varmaya başlıyorsunuz ve kendi kendinize söylenip o yükseklikteki(beni tekneye bağlayan ipin uzunluğu 200 metre idi) manzaranın tadını çıkarmaya başlıyorsunuz.

Kesinlikle her insanın yapması gereken bir eğlence. En kısa zamanda, ilk denememdeki tecrübelerimden de yararlanarak tekrar yapmak isterim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortalamanın Sonu

Çocuk Aktivite Merkezleri

Can Yayınları-Mini Kitap Serisi