Çocuklu Bozcaada Tatili


Bozcaada, İstanbul’a yakın gezilecek yerler listesinin her daim üst sıralarında yer alır. Bir gidenin bir daha gitmek istediğini belirten muhabbetlerin özellikle ofis ortamlarında sıkça yapılması ve yaşları küçük çocuk sahibi ailelerin gezi rotası menzillerinin mecburi küçülmesi  Bozcaada’yı kısa süreli tatillerde gidilebilecek en iyi seçenek haline getiriyor. Biz de, gidiş zamanının iyi ayarlanması gerektiği konusundaki uyarıları dikkate alarak, kurban bayramının hemen sonrasında adanın tenhalaşmış halinin tadını çıkardık.

Her gezi ve tatil planında olduğu gibi planlamalar çocuklar dikkate alınarak yapıldı. Çocuk sahibi olduktan sonra genelde tatil köylerini seçip; hem dolaşma alanını sınırlayan hem de otelin havuz, çocuk kulübü vb. imkanlarından yararlanan bir aile olarak tatilin nasıl geçeceğine yönelik endişelerimiz de yersiz çıktı. Feribot gibi farklı bir araç ile adaya geçmek, başta dondurma olmak üzere istenilen her şeyden rahat rahat yemek, sınırsız deniz ve kumsal keyfi, kalenin surlarında dolaşmak ve merkezde bulunan  çocuk parkında vakit geçirebilmek hem çocukların tatilden keyif almalarını sağladı hem de anne babalarına sorun çıkarmalarını engelledi. O yüzden Bozcaada tatilinin çocuklarla çok rahat yapılabildiğini belirtip diğer ayrıntılara geçelim.


Bozcaada’da Nerede Kalınır?

Adada kalınacak yer açısından çeşitli seçenekler var. Merkezde bir otelde veya pansiyonda kalınabileceği gibi merkeze 5-10 kilometre uzaklıktaki otel, tatil köyü veya bağ evi gibi yerler de seçilebilir. Biz havuzu da olduğu için Çapraz Resort Oteli seçtik. Daha önce Ege veya Akdeniz Bölgesi’ndeki yıldızı bol otellerin sundukları imkanları, tatil yöresi olarak adlandırılan Bozcaada’dan da aynı şekilde beklemek biraz hayal kırıklığına yol açabilir. O yüzden otel beklentisini; güzel kahvaltısı, sessiz ve kısmen temiz odası olan bir otel olarak sınırlamak faydalı olacaktır. Zaten odak noktası ada olduğu için, konaklama yerinin sunduğu imkanlar da yeterli oluyor. Her ne kadar bizim otelde bulunan minik hayvanat bahçesi ve at çiftliğinden faydalanamamış olsak da konaklamanın yanında bitki ve çeşitli evcil hayvanlarla daha doğal bir ortam sunan bağ evleri farklı bir seçenek olarak değerlendirilebilir.


Bozcaada’da Gezilecek Yerler

Özellikle adaya ilk defa gidiyorsanız ve orada sizi farklı yerlere yönlendirecek bir tanıdığınız yoksa gezilecek yerlerde belli kalıplara uymak durumunda kalıyorsunuz. Biz de bu seferlik farklı bir seçim yapmadık ama gayet de memnun kaldık.

Bozcaada Kalesi: Kale şehrin merkezinde bulunuyor ve yürüyerek rahatlıkla ulaşabiliyor. Giriş ücreti 5 TL. İç kalede sergilenen eserler ve aydınlatılmış cephanelik bayağı ilgi çekici. Genel olarak surları gayet iyi korunmuş, özellikle iç tarafta dik ve keskin merdivenlerden surların üzerine çıkmak çocuklar için heyecanlı ve değişik bir tecrübe oluyor.

Bozcaada Kalesinin Kuruluş Planı

İç kale


Plajlar: Adaya özellikle deniz keyfi için gidenler vakitlerinin önemli bir kısmını bu bölgelerde geçiriyorlar. Çocuklu bir aile iseniz ve denize gidiyorsanız kova, kürek gibi deniz oyuncakları zaten  yanınızda olmalı, ek olarak ihtiyaç duyacaklarınız şezlong+şemsiye ikilisi ve çeşitli ihtiyaçların giderilebileceği plaja yakın bir tesis. Evet Bozcaada genel olarak “salaş” bir ortam ama yukarıda saydığım özellikleri barındıran plajları var. Bunların başında da Ayazma Plajı geliyor. Nerede ise dalganın olmadığı, 30-40 metre açıklıkta bile boyu geçmeyen bir deniz ve tertemiz kumlar. Güneşten korunmak için yeterli hazırlıkları yaptıysanız Ayazma Plajı’nda tüm gün boyunca tam anlamıyla deniz keyfi yapabilirsiniz. Adı bilinen diğer plajlara da bir uğradık ama çocuklu aileler için en uygun plajın Ayazma olduğuna karar verdik.

Ayazma Plajı


Polente Feneri: Bozcaada’ya gidip de Polente Feneri’nde güneşin batışını seyretmezseniz dönüşte bunu kimseye açıklayamazsınız! O yüzden biz de adanın doğu tarafında bulunan otelimizden çıkıp, zamana karşı yarışarak batı tarafında bulunan Polente Feneri’inde güneşin batışını seyrettik. Biz ucu ucuna yetiştik ama esas olması gereken portatif sandalyeler ile birlikte önceden hazırlanmış yiyecek ve içecekler eşlinde bu ritüelin gerçekleştirilmesiymiş. Merkezde sırf bu iş için peynir tabağı hazırlayıp satan yerler var. Aynı bölgede bulunan rüzgar türbinleri de ortama farklı bir hava katıyor ama başıma bir şey gelmeyecekse şunu söylemeden geçemeyeceğim: Fenere doğru yol alırken güneşin batışının seyredebileceğini çok daha güzel noktalar var.  

Polente Feneri'nde güneşin batışı


Bozcaada’da Ne Yenir?

Adada, deniz mahsulleri başta olmak üzere her çeşit damak tadına hitap edecek yeme-içme mekanı bulunabiliyor. Hem çocuk hem de anne-babanın istekleri doğrultusunda kendimizi sadece balıkla sınırlamayıp olabildiği kadar farklı tatlar denedik.

Bunlardan biri, adadaki tek benzin istasyonunun içinde olan Tayyare Pizza idi. Sahibi eski bir pilot olduğundan mekanın iç dekorasyonu uçak gibi döşenmiş. Menüde standart pizzalar olduğu gibi adaya özel otlu pizza bulmak da mümkün.

Tayyare Pizza'nın Ada Otlu pizzası

Kaldığımız otelde kahvaltı çıkmasına rağmen bir sabahki kahvaltımızı merkezde yapmaya karar verdik. Bunun için de tercih ettiğimiz mekan Lokmacı Serap Anne oldu. Adından da anlaşılacağı gibi mekanın lokmaları meşhur, yanına Çanakkale domatesi ve Ezine peyniri de eklendi mi tam anlamıyla kahvaltı keyfi yaşamış oluyorsunuz.


Lokmacı Serap Anne kahvaltısı

Merkezde bulunan fırınlardan çeşitli tatlı-tuzlu unlu mamuller de taze taze alınabilir. Bu fırınların en bilineni Çiçek Pastanesi. İsim yapmasının hakkını vererek ada misafirleri için çeşitli tatlar üretiyor. Bunların başında da damla sakızlı bademli kurabiye ve dondurma geliyor. Adadan dönerken tanıdıklara damla sakızlı kurabiye getirmezseniz ayıplanıyorsunuz! Dondurmaları ise hem porsiyon büyüklüğü hem de tadı ile uzun süre damağınızda kalıyor.

Çiçek Pastanesi


Bozcaada Pahalı Mı?

Bu soruya hayır demek zor. Ama geldiğiniz yere göre “Bizim orası ile aynı” deme ihtimaliniz de var. Ada gibi yalıtılmış bir ortama, özellikle gelir seviyesi yüksek insanların tabiri caizse akın etmesi haliyle fiyatları yükseltiyor. 3 kişilik pizza, mantı veya kahvaltı ücretleri 80-100 TL civarında tutuyor. Akşam yemeği olarak balıkçıya giderseniz ödeyeceğiniz tutar (alkolsüz) 200 TL’ye çıkıyor. Konakladığımız otelde eylül başı itibariyle 2 kişilik odada gecelik ücret 360 TL idi. Ulaşım, konaklama, yeme-içme vb. tüm kalemleri hesaba kattığınızda 3 günlük bir Bozcaada tatili yaklaşık 3000 TL civarında tutuyor. Farklı seçeneklerle bu tutar düşürülebilir ama bu geziyi 2 çocukla yapınca belli konulardan kesinti yapılamadığını tüm anne-babalar biliyordur.

Aynı dönemde Antalya’da beş yıldızlı bir otelde 3 gece konaklandığında da aşağı yukarı bu para harcanacaktır. Ama emin olun Bozcaada’da yaşanılanlar bir tatil köyünde yaşanılacaklara göre daha kalıcı izler bırakacaktır.


Sonuç Olarak

Bence Bozcaada’nın insanlar üzerinde bu kadar olumlu etki bırakmasının gizli sebeplerinden birisi,  vapura binip anakaranın terk edilmesi. Adada bulunan ortamı birebir kopyalayıp, karayolu ile ulaşılan bir yere getirsek bu kadar etkili olacağını düşünmüyorum. Vapurun kalkması ile birlikte deniz üzerinde yol almak, o kokuyu duyumsamak ve adaya doğru ilerleme hissi, insanların kara ile birlikte dertlerini de geride bırakmalarına yol açıyor. Buna bir de adadaki dinginliği eklediğinizde kısa süreliğine de olsa tadını alabildiğiniz ve yavaşlatılmış anlar yaşıyorsunuz. Bunun değeri orada iken değil de dönüşte daha iyi anlaşılıyor. O yüzden insanların tekrar tekrar gitmek istemelerine hak veriyorsunuz. Bizim için de gitmeden önce “Ne varmış bakalım şu Bozcaada’da bu kadar?”, vardığımızda “Eee bu mu yani?” ve ayrılırken de “Çok güzeldi, ilk fırsattı tekrar gelelim” dediğimiz bir gezi oldu. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ortalamanın Sonu

Çocuk Aktivite Merkezleri