Kayıtlar

Gezi Parkı Kitapları - Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak

Resim
Yazının başlığına eklediğim "Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak" ifadesi hem Gezi Parkı eylemlerinin hem de okuduğum kitapların ana düşüncesini oluşturuyor. Evet bu eylemler bu ülke sınırları içinde bugüne kadar yapılmış en ses getiren eylemlerdi. Normal bir zamanda olsa ses getirmekten öte devlet katında birçok değişimi de sebep olurdu bana göre (Mesela şu anda hükümette Mesut Yılmaz, Tansu Çiller vb. olsaydı bir kenarda nasıl olur da bu şekilde hükümetten düşürülürüz diye kara kara düşünüyorlardı.) Ama son 10 yıldır normal zamanlar geçirmediğimiz için bu eylemlerin getirisi de alt seviyelerde kaldı. O yüzden bana "Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak" demek çok da mantıklı gelmiyor. (Tabi olayların üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra ve gündem bu kadar değişmişken bunları yazmak kolay...) Gezi parkı olayları beklendiği gibi kendi edebiyat ve kitap sektörünü de yarattı. Piyasada konuyla ilgili birçok kitap bulunabilir. Ben de bu kitaplar içinde konunun özüne ...

ATATÜRK - Modern Türkiye'nin Kurucusu Dahi Generalden Liderlik Üzerine Dersler

Resim
Yazarı Türk değil, bu yüzden başlangıç aşamasında bir tarafsızlık kazanmış oluyor. İçerikte de ne kesin bir yüceltme ne de kesin bir yerme olmayınca ortaya tam aranılan ama bulunamayan tarzda bir kitap çıkmış.  Yazar Austin Bay'ın kitaba yazma amacı aslında farklı bir çalışmanın ile ilişkiliymiş. Amerikalı yayın evi Palgrave Macmillan tarafından hazırlanan Dünya Generalleri Serisinin ( http://www.palgrave.com/products/SearchResults.aspx?s=WSG&fid=8854 ) bir parçası olarak hazırlanan kitap Amerikalılara Atatürk'ü tanıtmak kadar biz Türkler'e de özgün bir bakış açısı ile Atatürk'ü anlatabiliyor. Kitap Atatürk'ün doğumu ile ölümü arasında geçen zaman diliminde özellikle içinde bulunduğu savaşlardaki rolünün ön plana çıkarılması ile oluşan bir içeriğe sahip. Atatürk'ün Askeri Okula gitmeye başlayan askerlik serüvenin kilometre taşları üzerinde özenle duruluyor. Kitap ayrıca, genellikle Çanakkale Savaşı sırasındaki katkılarını bildiğimiz Atatürk'ün s...

Dört Mevsim Konağı ve Abant

Resim
Henüz çocuk sahibi olmamış, kanları hızlı akan ve haftasonlarını aktif geçirmek isteyen bazı arkadaşların çağrılarına olumlu cevap vererek kendi çapımızda küçük bir kaçamak yaptık ve sonuçta memnuniyet verici ve bir yazı konusu olmaya değer 2 güzel gün geçirdik. Üniversite yıllarında okulun Gezi Kulubü ile gidişimden sonra bu Abant'a 2. gidişimdi . Zaman kısa ve yapılacak/gezilecek yerler çok olunca planı iyi yapmak gerekiyordu. Tabi bu planın en önemli parçası da kalınacak yer. Sağolsun ilgili arkadaşların araştırmaları sonucunda Abant Dört Mevsim Konağında kaldık. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, bulunduğu yere göre gerçekten iyi hizmet veren bir yer. Adı konak olsa da 2 farklı binadan oluşuyor. Binaların birisinde 9 oda var ve bu bina daha çok tek aile olarak gelenler için tasarlanmış. Bizim kaldığımız diğer diğer bina ise daha çok grup şeklinde gidenler için tahsis edilmiş. Grupların konaklaması için bu binanın 2. katı ayrılmış. Bu kat 4+1 ev olarak düşünülebilir...

Sahi Beni Neden Almadılar?

Resim
Özellikle üniversite yıllarında takip ettiğim isimlerden birisiydi Serdar Akinan. Sonra zaman içinde SkyTurk izleme imkanım olmayınca kendisini de takip edemez olmuştum. Meğer o da bu süre içinde çok da standart bir hayat yaşamamış. İşte Sahi Beni Neden Almadılar? kitabında özellikle son 8-10 yıl içinde başından geçenleri anlatıyor. Kitabın başlangıç bölümünde, Akinan'ın Ergenekon Davası'nın çeşitli dalgaları ile gündemde olduğu dönemlerde kendisine gelen bir istihbarat ile amiyane tabirle son anda paçayı nasıl kurtardığını anlatıyor. Anlatısının merkezine belki kendini yerleştiriyor ama aslında benzer zamanlar geçiren birçok kişinin duygularının dışa vurumunu yapıyor. Bu bölümde anlatılanların %10'u bile doğru olsa hukuki açıdan yer yerinden oynamalı ama neyse. Sonraki bölümlerde aslında Ergenekon Davası kapsamına alınan kişilerin o kapsama neden girdiklerini tarihsel süreci ile bildiğini belirtse de muhtemelen malum sebepler yüzünden çok da ayrıntı vermiyor. Yıll...

Dünyaya Neden Batı Hükmediyor (Şimdilik)

Resim
Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi ve İnsanın Hikayesi'nden sonra bu tarzda okuduğum 3. kitap. Ne kadar başarılı olacağımı bilemeden bu 820 sayfalık kitabı özetlemeye çalışacağım. Ian Morris kitabında, tarihi ele alma zamanını çok öncelere götürerek olayı homo habilis'e kadar götürüyor ama genel olarak ele aldığı zaman aralığı gerçek anlamdaki son buzul çağı bitişi olan MÖ 12000 ile günümüz dünyası. Kitabın başlangıç bölümlerinde henüz doğu-batı ayrımı yapılmadan ilk insanların hayata tutunuşları ve varlıklarını sürdürebilmek için neler yaptığından bahsediyor. İlerleyen sayfalarda Afrika'dan çıkıp Avrasya boyunca yayılmış insanların yerleştiği ilk bölgeyi bizim (en azından benim) bildiğimiz Mezopotampa bölgesinde biraz daya yukarı çıkarıp bizim Güneydoğu Anadolu, Suriye'nin güneybatısı ve İran'ın güneydoğusu arasındaki üçgensel bölgeye yerleştiriyor. (Kitap'taki adı ile Hilly Flanks:  http://en.wikipedia.org/wiki/Hilly_Flanks ) Ve batı uygarlığın...

İstanbul Akvaryum

Resim
Uzun zamandır gitmeyi istediğimiz yerlerden birisi de İstanbul Akvaryum'du. Her ne kadar sosyal medyada olumsuz yorumlar olsa da, içerik olarak hem küçüklere hem de büyüklere hitap etmesi ile bir değişiklik yaşatacağını düşünerek gittik, sonuç olarak memnun da kaldık diyebilirim. Aslında burası da bir AVM ile bağlantılı. Aqua Florya Alışveriş Merkezinden giriş yapılabileceği gibi, alış veriş merkezine uğramadan da ziyaretinizi gerçekleştirebiliyorsunuz.  Giriş yaptığınız anda modern bir ortamda vakit geçireceğinizi anlıyorsunuz. Bilet satın alma işlemlerinin ardından belirli temalara göre hazırlanmış bölümleri/havuzları dolaşmaya başlıyorsunuz. Sıralama olarak Karadeniz'den başlayan İstanbul Boğazı, Marmara Denizi, Çanakkale Boğazı, Ege Denizi ve Akdeniz üzerinden dünyaya açılan bir gemi rotası düşünebilirsiniz. Belirtilen denizlerdeki balık türlerinin görülebileceği havuzlarla birlikte o bölgelerin özellikle bizim tarihimiz açısından önemini ve ilgili olaylarını ...

İstanbul 2020

Resim
  İlk defa 2000 yılında aday olmuşuz. Sonrasında da 2012'ye kadar periyodik bir şekilde adaylığımızı devam ettirip, 2016'yı pas geçip(belki de adaylık kavramını sulandırmayıp 2020 için daha iddialı olmak adına), şimdiye kadarki en iddialı adaylığımızı 2020 için yapıyoruz. Bakalım bu sefer olacak mı ve bakalım olması mı olmaması mı bizim için hayırlı olacak? Ülkemizin son 10 yıllık geçmişinde yaşananlara bakılırsa küresel sistem entegrasyonunda bayağı aşama kaydedildi. Yapılan özelleştirmeler, yakın bölgeler üzerinde hakimiyet kurma teşebbüsleri, büyük devletlerin global ölçekteki planlarında başrol üstlenmeler gibi özelliklere bir de olimpiyat ev sahibi eklenirse bize biçilen yeni rolümüzün üzerine çileği koymuş olacağız. İnsan sportif bir bakış açısı ile tabi ki böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak ister, ama diğer taraftan işin politik ve ideolojik boyutunu unutmadan bir köşede tutmak gerekiyor. Londra'da yapılan değerlendirme toplantısı ardından Başbakan...